Şehirler de konuşur...
- Enes
- 31 Oca 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Kas 2023
Şehirler de konuşur
Birinin boynunda dalgalı mavi bir şal
Ve gözlerinde üç asırlık kurşunî atmosfer
Çadır yurtlarından Cezayir kıyılarına,
Umudu sürgün edilmiş
Kursağı kesik çocukların sesidir
Kimi şehirler
Gümüş kadehlerle, kaz kuyruklarıyla
Dikdörtgen çelik masalarda verilmiş hükümleri

Hikmet tırpanıyla
mânânın ruhunu dört bir yana taşıyan
Metafizik beldeler vardır.
Postun koyulduğu yer şehrin kalbi
Posta bağlanan canlar şehrin damarlarıdır
Dile getirilmesi imkansız keşiflerin
İstemsizce kelimelerin urganına sarıldığı
Urganıyla mânâ ummanının en gizemli resiflerini ören
Şehirler
Diğer şehirlerin aksine belli bir coğrafyanın
Ne vadisiyle ne dağıyla belirlenmiş
Metafizik Beldeler...
Tefekkürün, âlemi gönle secde ettirdiği her 'an' başlıca bir dağ
Aşk ateşini söndürmek için her gözyaşı ihtilali bir nehirdir kendince
Zamanı ve mekanı aşan, kuşatan beldeler
Şehvani arzulara ve dökülen kanlara
Rahman ismiyle dimdik duran beldeler,
Gün geçtikçe arzuladığı mücerrede zorla hapsedilmiş,
Eşiklerine ''hakikat maddenindir!'' diye yafta vurulmuş
Bir de yaftacı şehirler var
''Hakikat elimizde ve teslim bedeli mücerredin katli'' diye bağıran
Teneke Şehirler
Mânâ insanın kozmik buhranına düşülmüş paradoksal bir dipnot
Bir kandırmaca
Madde var olan her şey
Ve her hakikat zaruriyetle maddenin buz kesen yanına sokulmakta
Aşk denilen absürt, iki zıt yapbozun birbirine uydurulması
Meşk denilen ütopya, türlü telaşın sonunda farklı bir telaşın satın alınması
İşte! Madde imparatorluğunun yüz bin yıllık diktatoryası
İsyan beldeleri vardır tarihin keskin sayfalarında
Dili kesilen ozanlar sazını
Eli kesilen yiğitler kınını
Sözü kesilen önderler kutbunu
Direniş bellemiş ve şah damarını kesip kaosun
Nizam! diye bağırarak şehrin tenhalarına kadar üflemiş
-Enes Damlayıcı
留言