top of page

Yaradanı Suçlamak Modern Bir Ritüeldir

  • Yazarın fotoğrafı: Enes
    Enes
  • 10 Haz 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Kas 2023

İnsanlar sık sık, insanoğlunun yeryüzünde çıkardığı bozgunculuğun ve tacizin faturasını Allah’a kesmek ister. ‘’Neden açlar?’’ ‘’Neden savaşlar var?’’ vs. Bunlar insanoğlunun günahıdır. Suç tamamen onundur. Tanrı'yı reddedip, bozgunculuk çıkarıp, her şeyi batırdıktan sonra bir de Tanrı'ya hesap sormak trajikomiktir.


Bütün hayırlar Allah’tandır. Ancak kimse şunları sormaz: ‘’Neden tokuz?’’ ve ‘’Neden barış içinde yaşıyoruz?’’ vs. Zalim ve nankör insanın doğasında vardır bu. İyiyi kendisinden bilir, kötüyü Allah’a isnat eder. Bir an düşünelim: Hikmetinden sual olunmayacak olan Kâdir-i Mutlak Allah’ın rahmetinden sual etmeyip ‘’eyvallah’’ derken kahrından sual etmek ne kadar tutarlıdır? Hoş, Allah'a hesap sormaya kalkan kişide tutarlılık mı aranır?


İnsanoğlu kendi elleriyle inşa etmiştir bu viraneyi. ''Homo faber çok ileri gitti'' sanırım böyle diyordu Cemil Meriç. Homo faber, yani alet yapan insan, müreffeh bir yaşam için doğaya istediğini yapabileceğini düşündü. Doğa üzerinde her türlü tahakküm hakkını kendisinde buldu. Doğa derken yalnızca doğayı değil doğada olanları da kast ediyorum. Doğayı kamçılayınca daha fazlasını elde edebileceğini düşündü 'medeni' insan. Kongo Kongresi'ne bakınız. Alınan dehşetli kararlara bakınız. Bu kararlar doğrultusunda zulme uğrayan doğaya ve insanlara bakınız. Bu örnekler yığınından yalnızca bir örnek.


İslamiyette tabiat canlı ve cansız diye ayrılmaz, şuurlu ve şuursuz diye ayrılır. Yani her şey canlıdır. Zira yerde ve gökte ne varsa Allah'ı zikrettiğini birçok ayette okuyoruz. Her şey canlıdır fakat şuurlu olan insandır. Bu bağlamda dağlar ve nehirler de canlıdır. Bu nedenle İslam, asla doğaya karşı menfi bir tutuma razı olmaz. Buna rağmen doğanın katili olarak da Tanrı'yı gösterirler.


Günümüzde birçok ülkedeki açlık da insanoğlunun bozgunculuğu sonucu oluşan bir şeydir. Bugün dünya genelinde yıllık kozmetik harcamaları milyar dolarları bulur. Bu miktarın yalnızca birkaç milyar doları dahi dünyadaki açlığın yarısından fazlasının önüne geçebilir. Kozmetik, bütün israf yığınlarının içinden verdiğim spesifik bir örnek.


Örnekler çoğaltılabilir fakat yazıyı uzatmak istemiyorum. Bugün gördüğümüz birçok yozlaşmanın, eşitsizliğin ve zulmün sebebi insanoğlunun bozgunculuğundan dolayı vuku bulmuştur. Burada insanlar üçe ayrılır: Suçunu kabul edip dünyaya, insanlığa ve kendisine ihanet ettiğini fark edenler; suçunu kabul etmeyip inandığı Tanrı'ya suç yükleyenler; suçunu kabul etmeyip inanmadığı Tanrı'ya suç yükleyenler. İlki hakikati bulmuştur ve artık zulmü engellemek için bir şeyler yapması gerekir. Yoksa ilmini amele dökmediği takdirde zulme pasif bir şekilde destek vermeye devam eder. İkincisi, Tanrı'ya yükler. Zira kendisinde ve kendi cinsi olan insanda bir kusur görmek istemeyen birisinin yapacağı bir şeydir bu. Tanrı'yı da kendisine hizmetkar zanneder böylesi. Üçüncüsü, en komiğidir. İnanmadığı Tanrı'ya savaş açar. Üçüncüsünün gülünç halini fazla anlatmaya gerek yoktur.


Sebep her ne olursa olsun şerrin faturası insana yazılır. Egolarımızı aştığımız gün bunu fark edeceğiz. Evet hayrı ve şerri Allah yaratmıştır. Her şeyi yaratan O'dur. Ancak O istemez, hayrı ister. Bütün hayırlar, güzellikler ve iyilikler O'ndandır. Bütün kötülükler, şerler ve çirkinlikler zalim ve cahil olan insandandır.

Comments


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page