top of page

Krizi Firasete Çevirmek

  • Yazarın fotoğrafı: Enes
    Enes
  • 2 Tem 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Kas 2023

Müslüman krizi firasete çevirendir. Her kriz anında öngörülü, azimli ve bu nedenle mücadelecidir. Bilir ki, geceyi ve gündüzü bir nizam ile döndüren Hâlık-ı Zülcelal vardır. Her gece bir şafağa gebedir. Müslüman, gecenin çarşafını yırtarak aydınlıklara yelken açandır.


Bakınız Selahaddin Eyyubi'ye. Tüm şartlar onun aleyhineydi. Bir kriz devrindeydi Müslümanlar. Bir tarafta Haçlılar öbür tarafta Moğollar inanılmaz bir vahşeti salmıştı dünyanın göbeğine. Böylesi bir atmosferde insan kolaylıkla umutsuzluğa kapılabilir. Ancak Müslüman için asla umutsuzluk yoktur. Her zaman umut ve gayretten yanadır o. Kıyamet kopacağını bilse de elindeki fidanı dikecek olan yeryüzünün ihyacısı odur.


Evet, krizi firasete çevirmek dedik. Firasete, dirayete, metanete, gayrete... Zorlukların çetin olduğu anda bir sıkışma, bir daralma, bir kabz hali vuku bulur. Fakat biliriz ki her kabz halinin ardında bir bast hali mevcuttur. Allah, Kâbıd'dır ve Bâsıt'tır. Zorlukla beraber kolaylık olduğunu da bilen Mümin için başlıca iki şey gereklidir darlıktan varlığa çıkmak için: Sabır ve gayret.


Zor günlere sabretmek umut için şarttır. Sabırsızlık beraberinde umutsuzluğu ve umutsuzluk beraberinde çöküşü getirir. Günümüzden örnek verelim; Neredeyse iki yüz elli senedir bir kabz hali yaşıyoruz ümmet olarak. Genişlik, ferahlık ötede kalmış gibi. Bugün, hem geriye dönüp baktığımızda hem de bugünü temaşa ettiğimizde ye'se kapılabiliyoruz bazen. Ama bir duralım, bir düşünelim. Günümüzü şekillendiren modern/post-modern paradigma şekilleneli yalnızca birkaç yüzyıl oldu. Çok gelmesin göze. Daha dün. Bu nedenle kaybettik bitti gibi düşünceler lüzumsuzdur. Eğer Selahaddin, kaybettik bitti demediyse bize mi kaldı bunu söylemek? Hem bunu söylemek için önce mücadele gerekir. Oturduğumuz yerden ''yok arkadaş bu insanlıktan bi' cacık olmaz'' diye söylenirsek affedersiniz ama bizden bir cacık olmaz. İnsanlık için daha ne yaptık da böylesi ağır sözlere ve böylesi bir umutsuzluğa kapılıyoruz? Kendimize gelelim. Fıtratımıza gelelim. İnsanlığımıza gelelim.


En büyük enerjiler büyük sıkışmalar sonucu vuku bulur. Fizikte geçerli olan bu kaide insan için de geçerlidir. İnsan, en dar zamanında yakmıştır diriliş ve direniş kandillerini. Tarihe bir bakınız. Neredeyse tüm başarılı insanlar, komutanlar, düşünürler... bir kabz halinde enerjilerini sıkıştırarak şafaklara öncülük etmiştir. Tohum sıkışır, daralır, çatlar, büyür, yine sıkışır, yine büyür ve tüm rüzgarlara, sellere, afetlere direnerek ağaç olur. İnsan da böyledir İnsanoğlu da. Krizi firasete çevirip önümüzdeki şafaklara giden yolumuzu açabiliriz. Çünkü her kriz bir imkandır; her imkan bir imtihan. Ve her imtihan bir diriliş potansiyeli taşır.

Comments


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page