top of page

İslam Atlası: Lübnan

  • Mehfem
  • 26 May 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 27 May 2020


Başkent: Beyrut

Nüfus: 6.8 Milyon







Lübnan... Benim nazarımda Orta Doğu'nun daimi güzellik kraliçesi, genel tasvire göre Orta Doğu'nun Paris'i... Hem kültürel hem siyasi hem de sosyolojik açıdan her zaman merak uyandıran hareketli ve tarihi Antik Çağ Fenikelilere kadar uzanan bir ülkedir Lübnan. Fenikeliler 7000 yıla aşkın bir süre boyunca bu topraklara hakim olmuşlardır. Resmi dili olan Arapça'nın haricinde İngilizce ve Fransızca'da konuşulan diller arasındadır. Nüfusun %60'ını Müslümanlar %40'ını Hristiyanlar oluşturmaktadır. Lübnan'ın İslam topraklarına katılması Hz.Ömer zamanında gerçekleşmiştir.

Lübnan tarihi boyunca sürekli devam eden iç savaşlara maruz kalmıştır, buna çok da şaşırmamak gerek aslında çünkü bu güzel ülkenin komşularından biri Suriye iken bir diğeri İsrail'dir. Tabi ki bununla beraber ülkedeki farklı dini gruplar her an patlamaya hazır bir volkan gibi ülkeyi daima tetikte bir yer haline getirmiştir. Bu sebeple (1975-1990) yılları arasında devam eden ve 1 milyon Lübnanlıyı ülkelerini terk etmek durumunda bırakan iç savaş maalesef ki kaçınılmaz olmuştur... Savaşın başlama sebebinin Filistinli mültecilerin bulunduğu bir otobüse Hristiyan milislerin silahlı saldırı düzenleyip bunun sonucunda 27 Filistinlinin öldürülmesi gösteriliyor. Ülke iç savaştan oldukça derin yaralar aldı, savaş döneminden kalma binalarda halen savaşın izlerini görmek mümkün. Bkz ;


Lübnan farklı dini grupların bir arada yaşadığı bir ülke olmasından dolayı kaosa neden olmasın diye orta yol bulunmaya çalışılmış ve anayasaya eklenen bir madde ile ülkenin cumhurbaşkanının Maruni Hristiyan olması, başbakanının Sünni, meclis başkanının Şii ve parlamentodaki meclis üyelerinin yarısının Hristiyan yarısının Müslüman olması zorunludur. Lübnan yalnızca 400 yılı aşkın bir süre bu topraklarda hüküm sürmüş Osmanlı Devleti döneminde barış içerisinde yaşamıştır. Buradan da bir kez daha yönetim şeklinin önemini anlamış oluyoruz.


Gelelim ülkenin başbakanı tarafından yapılan Muhammed El-Emin Cami'sine. Refik El Hariri, caminin yapımını 2004 yılında başlatıyor fakat bitişini göremeden suikaste uğrayıp öldürülüyor. Cami 2008 yılında tamamlanıyor, hemen yanında bulunan kilise ile yüz yüze bakması bana Kudüs sokaklarını hatırlatıyor. Bkz;



Lübnan demişken Osmanlı devletinin zamanında bu topraklara binden fazla eser yaptırdığını fakat birçoğunun iç savaşlar sırasında tahribata uğradığını ve restorasyon konusunda maalesef pasif kalındığını da söylemek isterim...

Hamidiye Saat Kulesi 2. Abdülhamid Han'ın tahta çıkışının 25.yılı anısına Lübnan'a hediye edilmiştir. Bkz;


Bu güzel ülke maalesef işi gücü yeryüzünde bozgunculuk yapmak olan insanlar yüzünden çok savaşlar görmesine rağmen güzelliğinden bir şey kaybetmeyerek hala en revaçta turist çeken ülkelerden biridir. Az önce size yalnızca Osmanlı'nın buraya hakim olduğu dönemde barış içinde yaşandığını söylemiştim. Halk aynı halk, kültür aynı kültür ve farklı dinlere mensup insanlar aynı insanlar fakat hepsi barış içinde yaşamışlar. Belki de mesele yönetim şeklindedir. Son olarak Lübnan deyince aklıma ilk gelen şarkıyı paylaşmak isterim dinledikçe sizi orada hissettirmesini diliyorum... Fairouz-Li Beyrut

Comments


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page