Hudâ'nın sun'ına âyîne âlem
- Enes
- 26 Kas 2019
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Ara 2019
Hudâ'nın sun'ına âyîne âlem
Düşüpdür sâni'in mir'âtı âdem
Odur âdem ki nefsin tanımışdır
Olupdur Hızr u İlyâs ile hem-dem
Ne görürse iyi kem zîr ü bâlâ
Görür öz nefsini her bakdığı dem
Eğer râ'i eğer mer'î vü mir'ât
Kamunun aslıdır âdemdeki dem
Nefesdir bahr-ı zât ancak hurûfu
Anın emvâcı bil ol şâd u hurrem
Gör imdi bahrı k'andan bunca emvâc
Olur zâhir gider yine kalır yem
Bu âlemde bahırdır hem mevâlîd
Anın emvâcıdır şek ile demem
Hezârân mevci bir anda yok edip
Eder emsâlini tecdîd dem-â-dem
Aceb misli demek gayrı demek mi
Yahûd aynı mı yâ cem'i mi desem
Bilen ayn u bilinen gayr demekdir
Budur şâfi cevâb vallâhu a'lem
Özü evvelkidir sûret durur gayr
Ki yani cân odur terkîb o demem
Ki zîrâ cân bir oldu çok sûret
Budur kavl-i muhakkak hem müsellem
Desen niçün bilinmez hâl-i ûla
Çün oldur sonra niçün der ki bilmem
Tagayyürden bilinmezlik zuhûru
O birlikden durur dediği bilsem
Niceyse neşe-i ûlada gönlü
O zevki arzular sânide bî-kem
Taleb evvelki zevki hükm-i cândır
Cehil terkîbinin hükmü ol ebsem
Kamu bir noktadır ilm ancak ey dost
Çoğaldıkça dolar kalbe hemm ü gam
Niyâzî ''tahte bâ''da nokta oldu
Alî'nin sırrına olalı mahrem
Comments