Hegesias: Hazzın Sonu
- Enes
- 7 Şub 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Kas 2020
Bir Yunan düşünürü Hegesias. Aristippos'un hazcı Kirene okulundan. Bu okulun öğretisine göre kişi hazlarını tatmin etmek için yaşamalıdır. Tabi her haz aynı değerde değildir; hazlar hiyerarşisine göre tinsel ve ahlaki hazlar tensel ve hayvani hazlardan önce gelir. Haz kimine göre doyumsuz olan ve sürekliliği daha fazla olan manevi hazlardır kimine göre ise anlık şehvânî hazlardır. Nihayetinde gayenin haz olduğu konusunda hemfikirdirler. Hegesias'ın felsefesinde bu hazcılık düşüncesi kaçınılmaz olarak pesimizme dönüşüyor. Bu yüzden kendisine ''intihara sürükleyen'' lakabı verilmiştir. Gelin filozofun neden bu lakaba maruz kaldığına onun fikrini inceleyerek bakalım.
Hayatta elem, hazdan her zaman fazladır. O halde hazzı ve mutluluğu elde etmekten ziyade acıdan ve mutsuzluktan kaçınmalıyız. Fakat bu da pek mümkün görünmemekte. Ayrıca hayat boyu sürecek bir çabadır bu elemden kaçış mücadelesi. Biraz daha devam ederek anlamsızlığa, çaresizliğe, gayesizliğe ve pesimizme varıyor filozof. Yalnız bir ödev bilinci olan idealist için hayat anlamlıdır. Yoksa haz için yaşanan hayatın bir anlamı olmadığını iddia ediyor. Zira anlık haz ani bir elem ile son bulabilir ve sürekli olan tinsel haz da bir yorgunluk terinde akıp gidebilir.
Telaşın yoğun olduğu, düşünmeye fırsatın olmadığı, inançların bir tek buğday tanesine satılabildiği çok akışkan ve bulanık bir çağda yaşıyoruz. Anlamdan ve ruhtan arındırılmış bir çağ bizimkisi. Düşüneceğimiz her şey belirlenmiştir. ''Hakikat maddedir'' yazıyor bu çağın giriş kapısında. Az ilerisinde ''İnsandır tanrı olan'' yazıyor. Hakikat belliyse düşünmeye ne hacet. Sonuçta her şeye muktedir olan o yüce beyaz kaftanlı bilim sultanları bize hakikati vermiyor muydu? Bu sözde emniyetten sonra hazzına bakabilir insan ve bakıyor da.

Nice ''beşer'', hazzı hayatının mihenk taşı yapmış bir vaziyette yaşıyor. En ufak bir düşünce anına tahammül edemeden bir hazdan bir başkasına yöneliyor. Olur da sorgularsa hayatın anlamını o zaman haz pesimizme dönüşüyor. Elem, haz düşkününü kükreyerek kovalayan bir aslana; düşünce bu düşkünün ayağını tökezleten tümseklere benziyor. Kulaklarını kapatarak zıplaya zıplaya kaçıyor düşkün. Nereye kadar?.. İşte belki de bu soruyu kendisine soran düşkünlerin akıbetinden dolayı Hegesias ''intihara sürükleyen'' lakabına layık görülmüş.
Düşünebilmek gerek hayatı ve ölümü. Mefhumlar zıtlarıyla kavranır. Ölümü kavrayamayan hayatın anlamını nasıl elde etsin? Ölümün aniliğini, şiddetini, dehşetini ve bâkî olan yurda döndürüşünü kavrayan hazza nasıl düşkün olabilsin?
-Enes Damlayıcı
Comments