Eş-Şehîd, her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan, olmuş-olan-olacak her şeyi bütün teferruatıyla ve katmanlarıyla gözlemiş olarak bilen demektir.
Şehid, şahitten daha kapsamlıdır. Şahit, belli bir hadiseye şehadet eden demektir, kısıtlıdır. Şahit işin sadece zahiri yüzünü görür. Eş-Şehîd’in şehadeti ise daimidir. Yalnızca zahiri yüzü değil tüm yüzleriyle görüp bilendir.
Zahiri ve batıni her şeyi daha olmadan önce de olmuş gibi birebir olarak gören Eş-Şehîd’dir. Allah, zamandan ve mekandan münezzehtir çünkü. Bir şeyi bilmesi için o şeyin var olmuş olmasına ihtiyacı yoktur. Bilinen şey daha var olmadan da bilir.
Eş-Şehîd ismini tam manasıyla anlayabilmek için şu isimlere de bakılması gereklidir: Es-Semî', El-Basîr, El-Alîm, El-Habîr.
Allah'ın şehadetinin farkına vararak kendimize gelmemiz gerekir. Mahşer gününde amel defterleriyle karşılaşan günahkarların durumu bize Kehf Suresi 49. Ayette şöyle bildirilir: ''Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.'' Bu ayeti okuyunca Eş-Şehîd olan Allah'ın her anımıza şahit olduğunu bir kere daha anlıyoruz. Bizim bilmediğimiz hallerimize de şahittir. Bu durumda kula düşen kendisine çeki-düzen vermek değilse nedir?
Yeri gelmişken şehadet kavramına da değinelim. Cennete giden kullar arasında dünyaya dönmek isteyenler yalnızca şehitlerdir. Dünyaya yaşamak için dönmek istemezler; tekrar şehid olmak için dönmek isterler. Şehadet mertebesinin ne büyük zevk, ne büyük lütuf olduğunu buradan anlıyoruz. Şehadet, Hakk yolda can verene ''olsun şehit oldu sonuçta'' gibi basit bir karşılıkla tanımlanacak bir makam değildir. Şehadet, her müminin istemesi gereken bir makamdır. Son iki-üç yüzyıldır içi boşaltılan kavramlarımızdan birisi de şehadet olduğu için şehitliğin bir avuntu değil yüce bir makam olduğunu idrak etmek başta bendeniz olmak üzere birçoğumuz için zordur. Ancak kavramlarımızı bıraktığımız gün anlam dünyamızı katlettiğimiz gündür.
Eş-Şehîd isminden kula düşen şudur: Allah’ın kendisini gördüğünü bilerek, bunun bilincinde olarak ibadet etmek, hareket etmek, edebe dikkat etmek. Zira Allah Şehîd’dir, Alîm’dir, Semî’dir, Basîr’dir, Habîr’dir...
Kaynakça;
Esmâ Notlarının kaynakçası için Bkz: Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Giriş
Comments