top of page

Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Er-Rahmân - Er-Rahîm

  • Yazarın fotoğrafı: Enes
    Enes
  • 28 May 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 15 Kas 2023

Rahmân ve Rahîm isimlerinin kelime kökü ''rahime''dir. Her iki isim de bu kökten gelmiş olsa da Rahmân isminde vezin itibariyle mübalağa vardır.

Rahmân; Dünya hayatında, mü’min-kâfir gözetmeksizin, mahlukatın hepsine merhametle muamele eden. Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran. Rızıkları ve her türlü iyilikleri ihsan eden. Bir cebir söz konusudur. Yani mahlukat daha murad etmeden onlar için tecelli eder.

Rahîm; Verdiği nimetleri iyi kullananlara daha büyük ve ebedî nimetler veren. Ahiret hayatında sadece mü’minlere ihsan ve ikram eden. Bir şart söz konusudur; Rahman’ı layıkıyla tanıyan ve kulluk eden Rahîm’e kavuşur. Rahîm ismi Kur’an’da daha çok Gafûr ismiyle birlikte gelmiştir. Yani Rahîm’in en güzel tecellisi mağfirettir denilebilir.

Beşer olanın Kul olmasında ona yardıma gelen ilk isim Rahman’dır. Çünkü kulluk Kur’an ile öğrenilir. Kur’an da Rahman ve Rahim isimlerini barındıran besmeleyle başlar. Merhameti, daha mahlukat dilemeden gelir. Cümle mahlukata. Küffara dahi. Çünkü Allah’a şirk koşana mühlet verilir. Şirk koşarken bile Rahman olan Allah’ın merhametiyle edeceğini eder; aldığı nefesten verdiği nefese kadar. Çünkü kulların bu varlık aleminde sahip olduğu/olmadığı/olabileceği/olacağı her şey Rahmân'ın kuşatıcılığıyla kuşatılmıştır. Düzen merhamet üzere kurulmuştur. Kafiri de münafığı da mümini de Rahman’ın merhametiyle her an kuşatılmıştır.

Rahman sıfatı Allah’ın kainatı kuşatıp imtihana ortam sağlamasıdır. Her mahlukat, Rahman’ın yarattığı bu merhamet aleminde kendi vazifesini yapar. Rahman’ın merhameti bir serbesiyettir. Mümin, bunca merhamete karşı borçlu hisseder ve mahçup durumda iman eder. Kafir ise bu serbestlikte, Rahman’ın verdiği imkanlarla Rahman’a küfreder. Rahman’ın mülkünde bir münkir tevbe edip iman ederse ona Rahim’in kapıları da açılır.

Rahmân olan Allah, kulları kendisine ibadet etsin diye yaratmıştır. Bu yaratış, ihtiyaç duymadığı halde kulları kendisine muhatap etmesi demektir. Ki bu en büyük merhamettir; kulu en aciz ve borçlu bırakan husustur.

Rahmân, bu dünyada kendisini bilelim diye var etti ve bu bilmek kişilerin istidadına göredir. O yüzden tam olarak bilemez herkes. Ancak Rahim olan Allah, ahirette mümin kullarına Kendisini daha mükemmel bir şekilde bildirecektir inşallah. Besmeleden şunu öğreniyoruz: Allah’a ait ne öğrenirsek öğrenelim, eğer O’nun Rahmaniyetine ve Rahimiyetine götürmüyorsa eksiktir. Edindiğimiz bilgi bizi besmelede buluşturmuyorsa yanlıştır.

‘’Madem Allah Rahmân ve Rahîm’dir. Neden acı ve ıstırap vardır?’’ diye sorulur. İmam Gazali şöyle bir misal verir: Bir çocuk çok hastadır. Ameliyat olmazsa bir an önce, helak olacaktır. Ameliyat ise sancılıdır ve çetindir. Çocuğun annesi istemez, ağlar ve tepinir. Çocuğun babası ise kararlıdır ve ameliyat masasına götürür çocuğu. Şimdi burada annenin merhametli olduğunu söyleyemeyiz. Babanın da merhametsiz olduğunu. Çünkü; baba, çocuğunu ameliyata götürerek kısa bir sürelik ıstıraptan sonra sıhhate kavuşması gerektiğini bilir. Yani zahmet olmadan rahmet olmaz. Mü'min'in de ayağına batan diken dahi günahlarına kefaret olur. Acı, iman ve sabır dairesi içerinde oluşmuşsa, ne kadar küçük olursa olsun, Rahmân ve Rahîm olan Allah bu acının karşılığını kat kat fazlasıyla verecektir.



Kaynakça;

Esmâ Notlarının kaynakçası için Bkz: Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Giriş

Comments


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page