top of page

Esmâ'ül Hüsnâ Notları: El-Mütekebbir

  • Yazarın fotoğrafı: Enes
    Enes
  • 3 Haz 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 15 Kas 2023

Büyüklüğünü her an gösteren, zat ve sıfatlarıyla tam olarak bilinemeyecek kadar ulu olan, zalimlere boyun eğdiren, kibirlenenleri rezil rüsva eden, azameti ve büyüklüğü yalnızca Kendi Zâtına layık gören manalarına gelmektedir.

El-Cebbâr olan Allah'ın bizi iyiliklere sevk ettiğine dünkü notlarda değinmiştik. El-Mütekebbir ise insanı haddini bilmeye ve Allah’ın azametini bilmeye sevk eder. Bu da rahmettir. Zira insanın haddini bilmesi başlı başına bir erdemdir. Dile kolay gelmesin; insan beğenilmeyi ve büyüklenmeyi sever çünkü. Bu sebeple ona haddini bildiren ve ''Mütekebbir Benim'' diyen Allah, kullarının acziyetini onlara bildiriyor. Modern çağda acziyet, fanilik gibi kavramlar olumsuz bir mana ile karalanmıştır. Halbuki bu kavramlardır kulu Hakk'a götüren. Değil mi ki O'na en yakın olduğumuz an en şerefli yerimiz olan alnımızın yere değdiği secde anıdır.

Kur'ân-ı Kerîm'inde Allah, yaptığı iş kendisinde ululanma ve kibirlenme gösterenlere mütekebbir oldular diye hitap eder. Büyüklendiler, böbürlendiler... Ta iblisin Adem(as)'a secde etmemesinden tutun günümüze kadar getirin. Bütün asiliklerin temelinde mütekebbir olma gayesinin yattığını görebiliriz. Çok teferruata girmeden sadece şunu söylemeliyim ki kendisini ve aklını tanrı ilan eden ve tüm kutsallara ve mukaddes kurumlara savaş açan modern paradigmanın düşüncesinin temelinde mütekebbir olma iddiası vardır ve bugün modern insanın bocalamasını sebebi de bu asılsız iddiadır. Her devirde böyle olmuştur sadece modern çağda değil. Kul mütekebbir görür kendini ve azar. Ancak her zaman El-Mütekebbir olan Allah, ululuğun kime ait olduğunu muhakkak göstermiştir ve gösterecektir.

İnsanın egosunu besleyen her menfi davranış kibirdir. Peki insan nasıl hak ve güzel bir şekilde mütekebbir olur? El-cevap: Allah'a kul olarak. O'na kul olan aleme sultan olmuştur. Ulu bir çınar olabilmesi için tohumun toprağa gömülmesi lazım. Bakın Samiha Ayverdi ne güzel demiş:

''Mazhâr-ı feyz olamaz düşmeyecek hâke nebât

Mütevâzî olanı rahmet-i Rahmân büyütür''

Kul kibirlenirse alçalır; tevazu gösterirse büyür. Onu büyüten de El-Mütekebbir’dir. El-Mütekebbir’in büyüklüğünü tanıyıp acziyetini idrak eden büyür. Yani kula düşen: Günah ve yanlışlarından dolayı azamet-i ilahi karşısında acziyette bulunmak ve bunu fark etmek. İmam Gazali, ‘’her kim kendini başkalarından üstün görüp kibirlenirse onun bu davranışı boş ve mezmumdur çünkü büyüklük, azamet ancak ve ancak Allah’a mahsustur.’’ Gerek kendimizde gerek etrafımızda bu tür kibirlenmeleri görebiliriz. Örneğin rızkı veren Allah’tır ancak biz zenginliğimizle büyükleniriz. Gücü veren Allah’tır ancak biz pazularımızla kibirleniriz. Mülkü veren Allah'tır ancak biz bize emanet edilen bizimdir sanarız. Örnekler arttırılabilir. Hülasa, insan Allah’a kul olduğu kadar büyüktür; dünyalık olan sahiplikleri ve gücü ile değil. O’na kul olan aleme sultan olur vesselam.


Kaynakça; Esmâ Notlarının kaynakçası için Bkz: Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Giriş

Comments


  • X
  • Instagram

© KatredenUmmana

bottom of page