Esmâ'ül Hüsnâ Notları: El-Kebîr

El-Kebîr, büyüklükte kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen, bütün büyüklükler kendisine mahsus olan, yegane büyük olan demektir.

Allah’ın en sevmediği huylardan birisi de kibirdir. Büyüklenmek, kulları hüsrana, şirke ve zulme savurmuştur. Her günahın ve zulmün atom çekirdeğine kadar insek de muhakkak kibri orada buluruz. İnsanın kibirlenmesi, acziyetini farketmemesine; acziyetini fark etmemesi fani olduğunu fark etmemesine; fani olduğunu fark etmemeside Bâkî olan Allah'a karşı gelmeye sebebiyet verebilir.

Her an büyüklüğünü gösteren Allah, kullara kendi büyüklüğünü gösterirken kulların acziyetini de fark ettirir. Kulun, aciz olduğunu fark ettiği anlar onun için büyük bir rahmettir. Haddi bilmek, insan olmanın yarısıdır belki de.

Allahu Ekber demek Allah büyüktür demektir. Allah en büyüktür demek değil. En büyük diyerek kullanılırsa demek ki başka büyükler de vardır. Ancak Allah’tan başka büyük yoktur. Yegane ve Mutlak Büyük olan yalnızca O'dur. Bizim gördüğümüz tüm büyüklükler ancak izafidir, geçicidir, biticidir.

İnsan, El-Kebîr’in hükümdarlığı altında huzurla ve selametle yaşar. Zira Kebîr olan Allah yegane büyük olsa da büyüklüğüyle asla zulmetmez. Ancak insan, en ufak bir izafi büyüklük görmeyedursun anında tahakküm etmek için en yakınlarına dahi tepeden bakar. Dünyadaki tüm bozgunculuklara ve tüm asiliklere bakalım. Hepsinin içinde kibirden bir numune görürüz.

El-Kebîr isminden kula düşeni İmam Gazali şöyle açıklıyor: ‘’Kullardan bu vasfa sahip olanlar olgun kimselerdir ki, bunlar ahlak bakımından herkese örnek olurlar. Kimle otururlarsa ona maddi ve manevi yönden faydaları dokunur. Evet kulun kemâli aklı, veraı ve ilmi ile ölçülür. Kullardan büyük o kimsedir ki, âlim, muttaki olduğu gibi halkı da irşat eder. Etrafa saçtığı ilmi ve feyizleri ile herkese örnek olur.’’

Kaynakça;

Esmâ Notlarının kaynakçası için Bkz: Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Giriş