‘’Arapça’da “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem‘ kökünden sıfat olan ve sözlükte “toplayan, bir araya getiren, buluşturup birleştiren” anlamına gelen câmi‘ bu şekliyle, ayrıca aynı kökten türeyen fiil kalıplarıyla çeşitli âyet ve hadislerde Allah’a nisbet edilmiştir. Bu kullanışlarla yirmiyi aşkın âyette yer alan cem‘ kavramı gerek bu âyetlerde gerekse ilgili hadislerde daha çok Allah’ın kıyamet günündeki cem‘ fiilini ifade etmekte, bazı âyet ve hadislerde ise O’nun dünya hayatıyla ilgili toplama ve düzenleme fiillerine işaret edilmektedir.’’ (TDV İslam Ansiklopedisi)
Bütün mükemmellikleri, esmaların ve sıfatları Zâtında toplayan, zıt olan varlıkları ahenk içinde bir arada yaşatan O’dur. Allah’ın güzel isimleri ve sıfatları birbirinden hiçbir şekilde ayrı olarak düşünülemez. O Ehâd’dır (Tektir) ve Vâhid’dir (Birdir). Yine O Câmi’ olmasından dolayı bütün esmasını ve sıfatlarını Kendi Zâtında bir olacak şekilde toplayandır; isimlerin ve sıfatların Zâtında bir olarak toplanması tevhidin olmazsa olmazıdır.
El-Câmi’ isminin dünya hayatına tecellisi kapsamında bakıldığı zaman kalplerin, insanların, kavimlerin, toplumların bir araya getirilmesi gözlenebilir. Ayrıca canlılar aleminde birçok farklı hayvan ve bitki türünü bir araya getirerek ekolojik dengeyi kuran ve muhafaza eden de O’dur. Çeşitli gök cisimlerini belli sistemler, kurallar ve düzenli bir ahenk içinde toplayan da O’dur.
Gazzâli, El-Câmi’ olan Allah’ın zıtlıkları bir araya toplamasına dikkat çekmiştir. Yaratılmışlar alemi zıtlıklarla kaimdir bir açıdan. ‘’Sıcak olmadan soğuk anlaşılamaz’’ kaidesinde olduğu gibi. İşte bütün bu zıtlıkları, hayret verici bir ahenk içinde bir araya toplayan da El-Câmi’ olan Allah’tır.
El-Câmi’ isminin bir tecellisi de gönüllerin bir araya getirilmesidir. İnsanların gruplar, topluluklar içinde bir araya getirerek nizam içinde yaşamaları O’nun sayesindedir. İnsanların eşlerinden, çocuklarından uzak akrabalarına kadar, soydaşlarına ve dindaşlarına kadar gönül bağlarının olması da yine gönülleri toplayan El-Câmi’ olan Allah’ın kudretiyle mümkündür. Örneğin, ibadet etmek için her ne kadar camiye gitsek de bizi toplayan bina olan cami değildir; bizi ancak ve ancak El-Câmi' olan Allah toplar.
Ayrıca “bütün övgü ve erdemleri zâtında toplayan” şeklinde bir mânaya da sahiptir. Bütün güzelliklerin meydana gelmesine imkan veren yalnızca O’dur ve O’nun isimlerinin ve sıfatlarının tecellileri sayesinde bunlar olur; Allah, hayrı ve güzeli murad eder. Zü’l-Celâl ve’l-İkrâm isminde de bahsedildiği gibi O hem sonsuz azamet ve celadet sahibidir hem de sonsuz kerem (cömertlik) sahibidir; Dolayısıyla kudret O’ndadır ve ikramlar O’ndandır; bu nedenle de bütün övgü ve erdemler de O’nun Zâtında toplanır.
Kulun El-Câmi’ isminden nasibine düşen şudur: Dünyada insan kimlerle bir araya geliyorsa, kimlerle toplanıyorsa ahirette de onlarla birlikte olacağını fark ederek kimlerle bir araya geldiğini ve hangi topluluklara dahil olduğunu düşünmesi lazım. Ayrıca yukarıda bahsedilen ekolojik toplanma, astronomik toplanma, gönüllerin toplanması ve zıtların toplanması gibi hususları da tefekkür etmek El-Câmi’ isminin tecellilerini de fark etmeyi sağlayabilir.
"Rabbimiz! Gelmesinde şüphe olmayan günde insanları bir araya getirecek olan Sen’sin. Allah vaadinden dönmez." (Âl-i İmran 9)
Kaynakça; Esmâ Notlarının kaynakçası için Bkz: Esmâ'ül Hüsnâ Notları: Giriş
Commentaires