Dirilmenin 5 Kaidesi
- Enes
- 5 Haz 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Kas 2023
Hayatta hepimizin bir gayesi vardır muhakkak. Bazılarımızın da idealleri vardır. Yalnız kendimiz için değil fakat tüm mazlumlar içindir bu idealler. Bazen koltuğumuzun rahatlığı sırtımızı okşadıkça okşar tembellikten kamburumuz çıkana kadar. Bazen hayatta, tıpkı diğer birçok şey gibi, geçici ve anlamsız olan şeylere takılır kalırız. İlerleyemeyiz. İlerlemek istemeyiz. Bazen de bir heyecan gelir ki sıktığımız yumruğu mermere vursak ortadan ikiye ayırırmışız gibi. Çoğunlukla fazla sürmez bu heyecan. Rehavet heyecandan güçsüz olsa da daha lezzetli ve kalıcıdır. Şimdi 5 kaidemize başlamadan önce hep trajikomik diye gülerek eleştirdiğimiz şu meşhur söze bakalım ve bu sefer kendimize de pay çıkartalım: ''Ekmek yoksa pasta yesinler''
İnsan, yani mes'uliyeti olan eşref-i mahlukat, bilinçle hareket eder. Şimdi bilincimizde bir şimşek çakarak başlıyoruz 5 kaideyi incelemeye. Biliyorum bunların hepsini siz de biliyorsunuz. Ancak bu sefer gözlerimizi kırpmadan okuyalım bu 5 kaideyi ve hayatımızın her anına nakşederek eşref olanlara selam edelim:
1. Kaide: Zulüm var. Dediğim gibi hepimiz biliyoruz. Ama bu sefer yüzümüzü çevirmeden okuyacağız. ''Zulüm var'' sözü basit gelmemeli bize. Bu 'zulüm' kelimesinin içinde göz pınarları kurumuş küçücük çocuklar, türlü sapıklıklar ve sapkınlıklarla muamele edilmiş kadınlar, koca bir hayatın sonunda zelil duruma düşmüş ihtiyarlar ve ölümle çok erken tanışmış nice insanlar var. Zulüm, dehşetli bir tablodur. Belki bu yüzden Şam'ın, Kudüs'ün, Doğu Türkistan'ın kaderine göz ucuyla bakmaya takatimiz yetmez. Bizler psikolojilerimizin hassas dengelerini sağlıklı tutalım elbet. Ancak şunu asla göz ardı etmeyelim: Dünyada azalmadan devam eden, yayılan, çeşitlenen ve derinleşen bir zulüm var.
2. Kaide: Herkesin yapabileceği bir şey var. Evet herkesin. Teferruata girmeye gerek yok. Herkes kendi haddince bir şeyler yapabilir. Bir akademisyenin kalemi, bir iş adamının serveti, bir hatibin hitabeti... bir çocuğun çizdiği resim. Son söylediğim romantik falan gelmesin. Evet küçük bir çocuğun resimlerinde dahi zulme bir başkaldırı görebiliriz. Nice olgun insanın gösteremediği direnişi o resimde görebiliriz. Bir kere daha anlıyoruz ki herkesin yapabileceği bir şey var. Hiçbir fiziksel ve maddi imkanı olmayan insan da bir şey yapabilir mi peki? Dua silahtır, ben buna inanırım.
3. Kaide: Her durumda yapılabilecek bir şey var. Bir hadis-i şerifte Resulullah(sav) Müslümanın her halinin güzel olduğundan bahseder. Darlıkta sabreder; varlıkta şükreder... İnsan olabilmeyi başaran için her durum bir fırsattır. Belki bir gurbet vakti bir imkandır. Belki bir tutsaklık vakti bir imkandır. Abarttığımı düşünüyorsanız eskilerin ne dediğine bakabiliriz. Eskiler zindana medrese-i Yusufiyye demişlerdir. Zindan medrese olabiliyorsa ve ateşler serinlik ve selamet olabiliyorsa demektir ki her durumda yapılabilecek bir şey vardır çünkü ''muhakkak ki her zorlukla beraber kolaylık vardır.(İnşirah 5-6)''
4. Kaide: Yola baş koyana Allah'ın yardımı var. O'nun yolunda canını, malını, vaktini harcayan insanlar O'nun sevimli kulları oluyor. Zulme engel olmak müminin yegane vazifesidir. İyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek... Selametin, rahmetin, bereketin ve saadetin yayılmasına vesile olan kullar vardır. Bu kulların hepsinin bir kodu vardır: ''Hasbunallahu ve ni'mel vekil'' Hani güzel bir deyim vardır: ''Kulun 'bittim' dediği yerde Rabbi 'yettim' dermiş'' diye. İşte bir ayet: ''Allah kuluna kâfî değil mi?'' (Zümer 36)
5. Kaide: Yola baş koymayana dünya kadar bahane var. Dünya kadar bahane olduğu gibi dünyanın kendisi bahanedir. Oyun ve eğlence yerinden ibaret olan şu fani dünya, gerçek yüzü belli olmasın diye, örtülere dolanmıştır. İnsan, insan olmamak için türlü bahaneleri onda bulur. Dünyayı yurt edinmek ister. Bütün acılarının kaynağı da bu gafletten çıkar, çünkü dünya yurt edinilemez ve herhalde bu konuda hem fikir olmayacağımız insan yoktur. Kalınamayacak yerde kalma gayreti acıyla son bulur. Tüm bunları bilmemize rağmen burada baki kalacakmışız gibi bahanelere sarılırız ve keyfimizin kaçmasına müsaade etmeyiz. ''Zulüm var evet ama elden ne gelir?'' diyerek pes etmek ''ekmek yoksa pasta yesinler'' demekten sadece birazcık daha insancıldır fakat aşağı yukarı benzer bir gaflettir.
Bu yazdıklarımın hepsini sizlerin gayet iyi bildiğine eminim. Ancak genellikle bilmek ve yapmak yani ilim ve amel aynı potada eriyemiyor. Bu nedenle bu sefer şöyle ciddiyetle okuyalım şu kaideleri ve bir an önce rahatımızdan ödün verip harekete geçelim. Çünkü biz gözümüzü kapatıp kulaklarımızı tıkasak da inkar edemeyeceğimiz dehşetli bir zulüm var.
Commentaires